اَلْجَمْعُ؛ شَرْطُهُ صِيغَةُ مُنْتَهَى الْجُمُوعِ بِغَيْرِ هَاءٍ كَـمَسَاجِدَ وَ مَصَابِيحَ. وَ أَمَّا فَرَازِنَةٌ فَمُنْصَرِفٌ وَ حَضَاجِرُ عَلَمًا لِلضَّبْعِ غَيْرُ مُنْصَرِفٌ لِأَنَّهُ مَنْقُولٌ عَنِ الْجَمْعِ وَ سَرَاوِيلُ إِذَا لَمْ يُصْرَفْ وَ هُوَ الْاَكْثَرُ فَقَدْ قِيلَ إِنَّهُ أَعْجَمِىٌّ حُمِلَ عَلَى مَوَازِنِهِ وَ قِيلَ عَرَبِىٌّ جَمْعُ سِرْوَالَةٍ تَقْدِيرًا وَ إِذَا صُرِفَ فَلاَ إِشْكَالَ وَ نَحْوُ؛ جَوَارٍ رَفْعًا وَ جَرًّا كَـقَاضٍ {وَ نَصْبًا كَجَوَارِىَ}
اَلْجَمْعُ Cem’i; İki illet yerine geçen bir illettir. شَرْطُهُ cemi isimin gayrı munsarif olma şartı; صِيغَةُ مُنْتَهَى الْجُمُوعِ siga-i müntehel cumu’dur. Cemiliğin mükesser olarak kendisinde sonra ermiş olduğu sigadır. Bu sigalar iki tanedir; مَفَاعِلَ ve مَفَاعِيلَ şeklindedir. O cemi بِغَيْرِ هَاءٍ sonunda ه müennesi olmadığı haldedir. Ta-i müennes yoktur. كَ gibidir; مَسَاجِدَ “Mesacid” gibidir, manası “mescitler” demektir. Ve وَ مَصَابِيحَ “Mesabih” gibidir, manası “lambalar” demektir. وَ أَمَّا فَرَازِنَةٌ “Ferazine” lafzına gelince, manası “Satrançdaki vezirdir” فَمُنْصَرِفٌ bu ferazine lafzı munsariftir. Çünkü sonunda ta-i tenis vardır. وَ حَضَاجِرُ ve “hadacir” lafzına gelince, manası “sırtlan ismidir” bu lafız; عَلَمًا لِلضَّبْعِ sırtlan için alem yapılan bir isimdir. غَيْرُ مُنْصَرِفٌ gayrı munsariftir. لِأَنَّهُ çünkü o حَضَاجِرُ lafzı; مَنْقُولٌ nakledilmiştir, عَنِ الْجَمْعِ cemiden nakledilmiştir. حَضَاجِرُ lafzı aslında yine karnı büyük manada çoğul olarak kullanılan حَضْجَرٌ veya حِضْجَرٌ lafzından nakildir. وَ سَرَاوِيلُ ve Seravil lafzına gelince “pantolonlar” demektir. إِذَا لَمْ يُصْرَفْ bu lafız munsarif yapılmadığı zaman, ve “seravil” lafzı وَ هُوَ الْاَكْثَرُ munsarif olmaması çok olduğu halde, فَقَدْ قِيلَ bu سَرَاوِيلُ lafzı munsarif olmaması çok olduğu için bu durumdan çıkmak için denilmiştir; إِنَّهُ أَعْجَمِىٌّ muhakkak ki o سَرَاوِيلُ lafzı acemi bir lafızdır. Yani başka dilden gelen bir lafızdır. حُمِلَ gayrı munsariflik konusunda hamledilmiştir, عَلَى مَوَازِنِهِ kendisi ile aynı vezinde olanlara hamledilmiştir. وَ قِيلَ عَرَبِىٌّ İkincil olarak arapça bir kelimedir denilmiştir. جَمْعُ سِرْوَالَةٍ “sirvale” lafzının cemisi denilmiştir. سِرْوَالَةٍ demek pijama çizgisi demektir. Modern Arapçada cübbelerin altına giyilen pantolonlara denilir. Bu cemi تَقْدِيرًا takdiri bir cemidir. وَ إِذَا صُرِفَ böyle arapça bir kelime deyip, جَمْعُ سِرْوَالَةٍ sirvale’nin cemisi deyip سَرَاوِيلُ sarf edilince, munsarif kabul edilince; فَلاَ öyleyse yoktur, إِشْكَالَ bir müşkil yoktur. وَ نَحْوُ şu lafız; جَوَارٍ “cevar” lafzı gibidir. Bu lafzı açıklayalım; Esasen siga-i müntehel cumu olan bablardan فَوَاعِلَ babı üzere olan nakıs-ı vavi ve yai olan fiiller gibidir. جَوَارٍ lafzının aslı جَوَارِىَ ‘dir. جَارِيَةُ “cariye / genç kız” lafzının cemisi olan جَارِيَاتُ lafzının cemisidir. Ref halinde damme sonraki ya harfine ağır gelir ve normalde جَوَارِىُ olması gerekirken جَوَارٍ olmuştur. Takdiri irab vardır. Cerr halinde de aynen جَوَارٍ şeklindedir. Fakat nasb halinde sondaki ya harfine fetha ağır gelmez ve جَوَارِىَ şeklinde gelir. Misal; رَأَيْتُ جَوَارِىَ “genç kızları gördüm” gibidir. رَفْعًا وَ جَرًّا Ref ve cerr hallerinde كَ gibidir; قَاضٍ “kadı” lafzı gibidir. Yukarda açıklandı.
Metnin Toplu Manası; Gayrı munsariflerin altıncısı Cem’idir. Cemi; İki illet makamına geçen bir illettir. Yani çoğuldur. O iki illetin tek bir illet olup gayrı munsarif olma şartı; cemiliğin mükesser olarak son bulması (siga-i müntehel cumu’) ve sonunda durulan bir ta-i müennes olmaması gereklidir. Bu sigalar 7 tanedir ama biz iki tanesini vereceğiz. Tabloda da 6 tane mevcuttur. Bu bablar مَفَاعِلَ ve مَفَاعِيلَ şeklindedir. Bunlara misal; مَسَاجِدَ ve مَصَابِيحَ ‘dir. فَرَازِنَةٌ lafzına gelince sonunda durulan bir ta-i müennes olduğundan gayrı munsarif değildir, munsariftir. Sırtlan için alem olduğu halde حَضَاجِرُ lafzına gelince gayrı munsariftir. Çünkü حَضَاجِرُ lafzı yine cemi olan حَضْجَرٌ veya حِضْجَرٌ lafızından nakledilmiştir. سَرَاوِيلُ lafzına gelince; munsarif yapılmadığında ki bu ekseri (çok) durumdur, Bu kelime hakkında şöyle denildi; سَرَاوِيلُ lafzı cemi değil yabancı dildendir. Gayrı munsariflik konusunda kendisi ile aynı vezinde olanlara hamledilmiştir. İkincil olarak şöyle denilmiştir; سَرَاوِيلُ lafzı arapça bir kelimedir. سِرْوَالَةٍ lafzının takdiri olarak cemisidir denilmiştir. سَرَاوِيلُ lafzı munsarif yapıldığı zaman her hangi bir müşkil ortaya çıkmaz. جَوَارٍ gibileri (yukarıdaki açıklaları dikkatle okuyunuz) gibi nakıs isimler ref ve cerr hallerinde قَاضٍ gibidirler. Nasb halinde ise fetha ya’nın üzerine hafif geldiğinden ya harfi meftuh olarak ortaya çıkar. جَوَارِىَ şeklinde gelir.
صِيغَةُ مُنْتَهَى الْجُمُوعِ / Siga-i Müntehel Cumu | |
Mevzun | Vezin |
مَسَاجِدَ | مَفَاعِلَ |
مَصَابِيحَ | مَفَاعِيلَ |
جَوَارِىَ | فَوَاعِلَ |
سَلاَسِلَ | فَعَاعِلَ |
أَقَارِبَ | أَفَاعِلَ |
أَبَابِيلَ | أَفَاعِيلَ |